İş Yerinde İnovatif Sistemler

Interface tarafından tasarlanan Merkez Üssü’nü konu alan blog yazımızın devamı niteliğinde olan bu yazımızda projenin sürdürülebilirlik ve inovasyon kapsamında sunduğu diğer gelişmelere değiniyoruz. Binanın inşasındaki karbon oranıyla verdiği mücadelenin yanında, Merkez Üssü projesi aynı zamanda süregelen su kullanımıyla ilgili de yeni çözüm önerileri getiriyor. Çatıda biriken yağmur sularını toplayan 15,000 galon hacmindeki yeraltı su tankı, her yıl 100,00 galon su depolama performansına sahip. İşlenebilir nitelikte olup içilmeye müsait olmayan su, sifon armatürlerine aktarılmak veya çatıdaki yeşil alanları sulamak gibi farklı işlevlerde kullanılıyor.

Geliştirdiği yeni teknolojisiyle enerji tasarrufu kapsamında sektöre önemli bir ivme kazandıran HVAC soğutulmuş kiriş sistemleri de Merkez Üssü’nde inovasyon amaçlı kullanılan sistemler arasında yer alıyor. ABD’de henüz yaygın olmayan bu sistem, yüksek sıcaklıkta nem kontrolü sağlayarak kullanıcı konforunu artırmak gibi pek çok avantaj sunuyor. İlaveten, daha az kurulum alanı gerektirdiği için yüksek tavan aralıklarına ve daha geniş depolama alanları elde etmeye olanak tanıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Integral Group bünyesindeki Integral Consulting Engineering, the Atlanta Studio yöneticilerinden Stanton Stafford, Interface ile yaptıkları işbirliğini şöyle özetliyor: ‘’ Interface ile çalışırken, yeni genel merkezlerinin kurumsal kimlik kapsamında sürdürülebilirlik alanında taşıdıkları lider çizgilerini yansıtmasını odak noktamız edindik.’’  Stafford, Interface ile ortaklaşa güttükleri çalışma prensiplerini detaylandırmaya devam ediyor: ‘’Geliştirdiğimiz çözümler çerçevesinde Interface ekibinin beklentileri ekonomik gerekçelerden fazlasını içeriyordu. Enerji ve su tüketimi analizlerini takiben, su toplama tankı ve soğutulmuş kiriş sistemleri gibi firmanın hedefleri doğrultusunda fayda sağlayacak seçimler yaptık.’’

Yeşile Geçiş

Çevre bilinci gelişmiş bir çalışma alanı yaratma prensibi çalışanlarına ve ziyaretçilerine farklı ulaşım opsiyonları sunmayı da beraberinde getiriyor. Interface yeni lokasyonunu toplu taşıma araçlarına (MARTA) oldukça yakın bir mesafede konumlandırarak, daha konforlu bir bisiklet sürme deneyimi için depolama alanları ve duş üniteleri gibi diğer imkânları da sunuyor. Çalışanlar ve ziyaretçiler de bu durumu fırsata çevirerek toplu taşımanın genel merkeze yakınlığından faydalanıyor.

İnsanların ve Gezegenin Yararına

Interface, kendi genel merkezleri ve müşterileri için tasarladığı diğer binalarda olduğu gibi, Merkez Üssü projesinde de pozitif mekânlar yaratma misyonundan ödün vermiyor. LEED Platinum sertifikası ve WELL standartlarını karşılamayı hedef edinen yeni genel merkez, sürdürülebilirlik hassasiyetini ve çalışan konforunu entegre ederek tek bünyede topluyor.

Yeşil binaların derecelendirilmesinde Dünya çapında en yaygın kullanılan sistem olan LEED;  insanların, yaşadığımız gezegenin ve ticari kuruluşların ortak yararı için, binaları kaynak verimliliği, performans yüksekliği, sağlık koşulları ve maliyet etkinliği hususlarında onaylayan bir değerlendirme mekanizması görevini üstleniyor. WELL standartları ise sağlık koşullarını daha bütüncül bir yaklaşımla ele alarak, insan sağlığı konusunda gelişmeler kaydetmek için tasarım, işleyiş ve çalışma tarzı hususlarını ehlileştirmeyi amaçlıyor.

Çeşitli zorluklarla ve kısıtlamalarla karşılaşmasına karşın, Merkez Üssü projesi yenileme kapsamında yaptığı bilinçli seçimlerle LEED ve WELL standartlarını karşılamayı başarıyor. Örneğin, toplu taşımaya yakın mesafede olmak LEED kıstaslarını desteklerken, beraberinde getirdiği gürültü problemi WELL standartları için sorun teşkil ediyor. Bu çelişkili durumun üstesinden gelmek için, Interface kalın camlarla yalıtılmış dış cephesiyle binanın akustik ihtiyaçlarına cevap veriyor.

JLL, Perkins+Will, MSTSD ve Parkside Partners gibi firmalarla yaptığı  ortaklık sonucu Interface, sürdürebilirlik ve sağlık doğrultusundaki hedeflerinde başarıya ulaşırken, aynı zamanda çalışanları ve müşterilerinin fayda sağladığı fonksiyonel bir mekan elde ediyor.

Temel İlkelere Dönüş

2015 yılında Interface, sürdürülebilirlik doğrultusundaki hedeflerini üretim fazından ileriye taşımak için konsept bazında fikirler üretmeye odaklandı. Merkez Üssü projesi ise geçmişte temelleri atılan sürdürülebilirlik ekseninde çalışanlara, partnerlere ve ziyaretçilere ithaf edilmiş bu idealin hayat bulmuş hali olarak karşımıza çıkıyor. Arka planında uzun yıllardır planlanan bir odak noktası taşıyan bu proje, Interface’in yaşadığımız gezegeni yenileme ve daha yaşanılabilir bir hayat kurgulama farkındalığının altını çiziyor.

Bu doğrultuda Interface, gelecekte de çevresel dönüşümde farklılıklar yaratmak ve faydalı bir iz bırakmak adına endüstriyel bazda sağladığı olanaklarla sürdürülebilirlik eksenindeki çalışmalarını perçinlemeye devam edeceğinin sinyallerini veriyor.